 [*Kaynak*](https://pixabay.com/tr/photos/eyfel-kulesi-yap%C4%B1m-a%C5%9Famas%C4%B1nda-1166143/)
Çerezlik olarak tabir edilen kitaplardan biri olsa da toplumsal statüler arasındaki farklara, hayallerinin peşinden gitmekle kalmak arasında yapılan tercihlere, zengin bir erkekle evlenmesi yönünde baskıları aşıp sevdiği biriyle evlenebilme cesaretini gösterebilmeye varana dek çeşitli konuları gözler önüne serer. Aynı zamanda Eiffel Kulesi de sayfaları çevirdikçe yükselir. Süveyş Kanalı'ndan bile haberiniz olur. Onların yapım aşamalarına, engellerin aşılmasına ve önce alay edilen bir yapının sonradan bir kentin hatta koca bir ülkenin simgesi hâline gelmesine tanık oluruz. *"Korkunç bir sokak lambası"* deniyordu ona ilk başlarda fakat her şey değişecekti.
 [*Kaynak*](https://pixabay.com/tr/photos/eyfel-kulesi-paris-fransa-1116217/)
>Paris insanı zorlayan ve yıpratan bir şehirdi. Sizi yukarı kaldırabilir ve uyarmadan birden aşağı bırakabilirdi. (sf 123) İnternette kulenin yapımını araştırdığımda karşımda kitaptaki mühendisi buldum. Acaba yaşadıkları gerçek miydi? Buna dair herhangi bir işaret yoktu ama hayal ürünü de olamazdı sanki. Süreç de buradaki anlatılanlar gibiydi. Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla devasa yapının aşamaları güzel anlatılmıştı. 96.sayfadan 129'a kadar olan sayfaların sırası karışmıştı. Bölüm başlarında ve boş sayfalarda numaraları bulunmadığı için onları tespit edip eşleştirmek kolay olmadı. Biraz bulmaca gibiydi o kısım. Hatalı basılan kitabı iade etmekle uğraşmak istemedim. Eksik olmaması şanstı yine de. >Olması muhtemel bir imkansızlık, ikna edici olmayan bir olasılığa her zaman tercih edilir. (sf 236) 392 sayfalık bu kitaba çerezlik ve eğlenceli olacağı düşüncesiyle başlamıştım ama ilerledikçe beni tatmin etmedi. Bunu okuyacağıma daha iyi bir eser okuyabilirdim düşüncesi geldi bir müddet sonra ama yarım bırakıp gitmek de istemedim. 🙇♀️  Sıradaki kitabın beni kapak fotoğrafıyla avladığını itiraf edebilirim. Juan Gabriel Vasquez imzalı İtibarlar, sizce de çok güzel değil mi? Gördüğüm andan itibaren sepetime eklemiş, konusunu okumadan almaya karar vermiştim bile. >Kolombiyalı yazar, her an herkesin başına gelebilecek bir durumu; saygınlığın, güvenilirliğin, itibarın nasıl bir anda, geçmişteki bir olay yüzünden sarsılabileceğini, kamuya mâl olmuş figürlerin mahrem hayatlarının ne gibi sonuçlar doğurabileceğini nefes nefese bir kurguyla anlatıyor. İtibarların üzerinde yükseldiği zemin son derece kaygandır. Geçmişin ağırlığı, politikanın çirkefliği, ilişkilerin tıkanmışlığı, belleğin zaafları karşısında bir anda yerle bir olabilirler. (Arka Kapak) Konusu şöyleydi; *Javier Mallarino* siyasi bir karikatüristtir. Mürekkep ve kalemi öyle etkili kullanır ki bu sayede yasaları değiştirme ve politik kariyerleri tepetaklak etme gücüne ulaşmıştır. Bu güç onda zamanla kibre de dönüşmüştür. Kırk yıllık iş hayatının sonunda ve zirveye ulaşmışken tüm yaşamını etkileyecek ve itibarını zedeleyecek bir olayın içinde bulur kendini. >Pusulasını şaşırmış zamanlar yaşıyoruz. Liderlerimiz hiçbir şeye liderlik etmiyorlar ve daha da kötüsü, olan biten hakkında bize hiçbir şey anlatmıyorlar. Orada devreye ben giriyorum. Ben insanlara ne olup bittiğini anlatıyorum. Bizim toplumumuzda önemli olan ne olup bittiği değil, ne olup bittiğini kimin anlattığıdır. Bunu anlatmayı sadece politikacılara mı bırakacağız? Bu bir intihar olurdu, ulusal bir intihar. (sf 55) Anlatımı çok akıcıydı. Çevirmen Süleyman Doğru, aslına hiç dokunmamış gibiydi sanki. Fakat okurken bir anda geçmiş bir anıya veya geleceğe giden ifadelerini yakalamak zorladı beni. Bunu belirten hiçbir ibare olmayınca afallıyordum. "Ben olsam ne yapardım?" sorusunun zihninizde yankılandığı durumları yaşıyordunuz başkarakterimizle birlikte. Sonunun biraz havada kaldığına inanıyorum, o yüzden herkese önerebileceğim bir kitap olmadı. Latin edebiyatından bir eser daha okumuş olmaktan mutluyum yine de. Yazarın iki kitabını daha edinmiştim, belki onlara da bir göz atarım ileride. >Karikatürü çizilenleri en çok rahatsız eden kendilerini kusurlarıyla birlikte görmek değil, bunu başkalarının görmesidir. Tıpkı bir sırrın gün yüzüne çıkması gibi. (sf 101) Mallarino, herkesin fark ettiği ama söyleyemediklerini çizer. En azından bir dokunulmazlığı vardır, kimse karışamaz onun kılıç gibi kullandığı çizgilerine. Bizim ülkemizde ne yazık ki bu tarz şeyleri pek göremiyoruz. Dik duruşa sahip insanlar kitaplarda saklı galiba. >Halkın aşağılamadan daha çok hoşuna giden bir şey vardı o da aşağılamış olanın aşağılanması. (sf 151)  Okuduğum diğer kitaplardan başka yazılarımda bahsetmiştim. Agatha Christie'den Doğu Ekspresinde Cinayet'i keyifle okuduğumu ve çekilen filmini beğeniyle izlediğimi [burada](https://ecency.com/hive-138975/@sudefteri/dogu-ekspresi-nde-cinayet-agatha) anlatmıştım. Şubat ayının sevdiğim kitaplarından biriydi benim için.  Aynı şekilde Jules Verne'in İki Yıl Okul Tatili'ni de biri tam metin olmak üzere dört ayrı versiyonundan okumuş, aralarındaki farkları ve benzerlikleri belirtmiştim [burada](https://ecency.com/hive-138975/@sudefteri/iki-yil-okul-tatili-jules). Çocukluğumun en sevdiğim kitaplarından birine yıllar sonra dönmek, tekrar kendimi o ıssız adada çocuklarla birlikte bulmak harika bir duyguydu.  Lichtenberg imzalı Şubat'ın 29'unda Doğan Bahtsızlar İçin Teselli Bahaneleri ismini taşıyan kitabı, tam da 29 Şubat gününde [burada](https://ecency.com/hive-138975/@sudefteri/subat-in-29-unda-dogan) anlatmıştım. İsminin hakkını verip vermediği tartışılır bu kitabı okumak yine de güzeldi.  Kibritleri Çok Seven Küçük Kız, Kertenkele ve Hiyeroglif Masallar'ı da [burada](https://ecency.com/hive-138975/@sudefteri/kertenkele-ve-kibritleri-cok-seven) tanıtmaya çalışmıştım. Değişik bir okuma deneyimiydi benim için. Bazen arka kapakta yazılanlar ile içerik tamamen farklı olabiliyor. Bu da küçük bir hayal kırıklığına neden olabilir. İşte öyleydi benim için.  Son olarak da Ocak ayında okumama rağmen topluca bahsettiğim [bu yazıda](https://ecency.com/hive-138975/@sudefteri/aylik-okumalar-ocak-2024-or) atladığımı fark ettiğim Tübitak'tan çıkan Tırtıllar ve Kelebekler ile Kim İster Yasak Şehirde Yaşamayı kitaplarını da anmak istiyorum. [Burada](https://ecency.com/hive-138975/@sudefteri/tuebitak-yayinlari-ndan-okudugum-son) uzunca anlatmıştım. Özellikle İlk Okuma serisindeki tüm eserleri önerdiğimi söyleyebilirim. Gerçek fotoğraflar ve güzel resimlerle süslü olan bu eğitici kitapları çocuklarınıza, yeğenlerinize ve arkadaşlarınıza hediye edebilirsiniz. Siz neler okudunuz, hangi kitapları tavsiye edersiniz? *Kütüphâne Haftası*'nın kutlandığı şu günlerde daha fazla kitapla buluşmak dileğiyle.. ✨️ Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim. 💐